Bildiğiniz üzere meşhur Ilyada ve Odyssea Destanı yaratıcısı Homeros, Karaburun'u da es geçmemiş ünlü eserinde. Yarımada, Homeros'un ilgisini çekmişe benziyor ki destanda Karaburun'u sıkça görmekteyiz. Tabii ki 'Rüzgarlı Mimas' adıyla. Daha önceki yazımda bahsetmiştim, Karaburun'un rüzgarlı bir bölge olduğunu ve bu yüzden burada Rüzgar Türbinlerinin yapıldığına. İşte o dönemlerde de Yarımada'da bu rüzgarı kullanmak için değirmenler yapılmıştır. Bundan dolayı sıkça adı Rüzgarlı Mimas olarak anılıyor destanda.
Mitolojide geçen Mimas Dağı yani Bozdağ, Karaburun'un en yüksek zirvesine sahiptir. Bu dağın destandaki önemi; mitolojik tanrılarla savaşan gigantların başında bulunan ve tanrıların tanrısı Zeus'u çok zorlayan Mimas adlı devin, üzerine demir, çelik ve bakır eritilip dökülerek öldürüldüğü ve bir daha uyanmamak üzere dağların altına gömüldüğü yer alır.
'...Efsaneleşmiş tanrılara karışmış ulu Mimas Dağı (Bozdağ) bir kat daha görkemli ve Apollon'un kutsal ışığı ile parlayarak seyrediyordu Ege'nin sularını yaslandığı yerinden.'
Homeros, İlyada'dan
Tarihten bir çok ünlü şairler de bu destandan etkilenmiş ve dizelerinde Mimas'tan bahsetmişlerdir.
'Tanrıça Athena ilk kez kutsal zeytini Mimas'ta yetiştirdi.' der Ovidius dizelerinde. Belki de bu yüzden zeytini, hurması ve zeytinyağı lezzetlidir.
Narkissos; Nergis çiçeğinin destansı hikayesini başka bir konuda ele alacağım. Bu ilginç öyküyü okumanızı tavsiye ederim. Takipte kalın ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder